Merhaba Sevgili Anne Babalarımız
Çocuğunuzun okula uyum sağlama sürecinde yaşayabileceğiniz bir takım problemler ve çözümleri hakkında sizleri bilgilendirmek istiyoruz.
Uyum ve oryantasyon sürecinde buradaki bilgilerden yararlanabilir ve gerektiğinde de okulumuz Rehberlik servisi ve Aile Danışmanlığına başvurabilirsiniz.
Öncelikle öğrencilerimizin okullarına geri dönmekte ya da yeni başlarken sizlerden ayrılmakta biraz zorluk çekmeleri çok doğal ve beklenen bir durumdur. Sizlerden ayrılmak istememeleri ya da tekrar okul ve arkadaşları ile birlikte olmaktan dolayı duydukları heyecanı “Okula gitmek istemiyorum“ şeklinde ifade etmeleri çok normaldir. Bu durum sizleri kaygılandırmasın.
OKULA BAŞLAMADAN ÖNCE, ÇOCUĞUNUZUN OKULA UYUMUNU KOLAYLAŞTIRIN…
Çocuk için yepyeni bir çevre olan okulda, uyulması gereken kurallar, yeni arkadaşlar, öğretmenler ve yerine getirilmesi gereken öğrenim görevleri onu bekler. Çocuğunuz daha önce anaokuluna devam ettiyse bu süreç onun için daha kolay üstesinden gelinebilir olacaktır. Çocuğunuzun yaşayacağı güçlükleri en aza indirmek ve bu sürece daha kolay adapte olmasını sağlamak için şunları yapmanızı öneriyoruz:
– Çocuğunuza okul açılmadan önce okulu ve öğretmenini tanıtmalısınız. Ona karşı açık olun, okul ve öğretmeniyle ilgili doğru olmayan, abartılı şeyler anlatmayın. Okulu ailece gezin ve okulla ilgili anlattıklarınızı okulda çocuğunuza gösterin.
– Çocuğunuzun hatalı davranışlarında okulu ve öğretmenini caydırıcı bir unsur, bir korkutma aracı olarak kullanmayın. “Böyle yaparsan öğretmenin seni sevmez”, “Seni okula almazlar” gibi cümlelerden kaçının. Bunlar çocuğunuzun okulla ilgili olumsuz düşünceler geliştirmesine neden olabilir.
– Okul alışverişine çocuğunuzla birlikte çıkın ve satın aldığınız araç gereçle ilgili mülkiyet duygusu geliştirmesine yardım etmek için bunları uzun süre kullanacağını, ona ait olan araç gereçler olduğunu anlatın.
– Okulun ilk günü çocuğunuzu okula siz götürün.
– Okula başlamak çocuğunuzun ve sizin yaşamınızda yeni bir düzen demektir. Sabahları okula gitmeden önce birlikte kahvaltı etmeye dikkat edin. Son dakika uyarılarından kaçının. Bu sadece çocuğunuzun huzursuzluğuna neden olur.
– Okulla birlikte başlayan yeni düzende çocuğunuz başlangıçta biraz zorlanabilir. Televizyon seyretmek, teknolojik araçlarla zaman geçirmek, oyuncakları ile oyun oynamak isteyebilir. Zaman düzenlemesi için ona yardım edin, gerekirse birlikte bir çizelge hazırlayın.
– Düzenli uyku uyumasını sağlayın.
– Okulla öğretmeniyle yapıcı bir diyalog içinde olun, öğretmeniyle ilgili bir otorite karmaşası yaratmamak için çocuğunuzun yanında öğretmenini eleştirmeyin. Çocuğunuzun kendi başına halletmesi gereken meselelere karışmayın bırakın sorunu halledebildiğini görsün.
– Okula uyumu kolaylaştırmak adına cumartesi pazar günü onlarla birlikte okullarını hatırlatacak okulumuza ait fotoğraflara bakabilir, arkadaşlarından bahsedebilirsiniz. Okul çantalarını birlikte hazırlamak ve okula getirmesi için objeler, oyuncaklar seçmekte onları okula hazırlayacaktır.
– Okul öncesi dönemde çocuk güvende olduğunu hissedinceye kadar anne-baba sürece destek olmalı, okulun güvenli, eğlenceli, neşe ile gidilen bir yuva olduğunu hissettirmelidir. Bu öncelikli anne–babanın görevidir. Anne-babanın bu güveni hissettirebilmesi çok önemlidir çünkü okul öncesi çocuklar kelimelerden çok duygularla öğrenirler. Sohbetlerinizde okulla ilgili güzel, olumlu duygular ve örneklerin paylaşılması çocuğun okula karşı güvenini arttıracaktır. Okulla ilgili konuşulurken “Ne kadar büyük bir okul”, “Bir çok arkadaşın olacak” gibi büyük ifadeler yerine; “Ne kadar şirin ve tatlı bir okul.”, “Okulun çok temiz ve çok hoş bir yer, üstelik çok eğlenceli, ne güzel oyunlar ve senin gibi çocuklar var.” “Çok sevimli ve tatlı bir öğretmenin var, onu çok sevdim. Seninle çok güzel ilgilenecek” gibi ifadeler kullanmanız sizin okula karşı pozitif ve güvenli tutumunuz çocuğa yansıyacak ve onunda okula güven duymasını kolaylaştıracaktır.
– Çocuğun okulda alacağı sorumluluklara paralel sorumlulukların ev içinde de verilmesi (kendi başına giyinmesi, yemeklerini masada kendi başına yemesi, sorulan sorulara kendisinin cevap vermesine izin verilmesi, oyuncaklarını toplaması vb) okul ile ev arasında paralellik kurulması uyum süreci kolaylaştıracaktır.
– Çocuğa neden okula gitmesi gerektiği onun anlayabileceği kelimelerle anlatılırken, ailemizde herkesin bir görevi olduğu ve anne-babanın bu süreçte neden işe gitmesi gerektiği de anlatılmalıdır. Okula giden kardeş yada arkadaşlardan örnekler vermeniz ve o çocukların okulda ne kadar mutlu olduklarını anlatmanız okula gitmeye özendirecektir.
– Çocuğunuzun tüm yaşamının okul olmasına izin vermeyin. Okulun uygun gördüğü eğitim saatleri dışında okulda kalmasına izin vermeyin. Tüm gününü okulda geçiren çocuk okul ne kadar eğlenceli olsa da okuldan sıkılacak ve gelmek istemeyecektir.
Ama her şeyden önemlisi, atılacak her adımda anne-baba aynı düşüncede, davranışta ve kararlılıkta olmalıdır. Kararlı adımlar çok dikkatli atılmalıdır. 9 Eylül pazartesi sabahı ve sonrasında çocuklarınızla vedalaşma ve bırakma sürecinde duygusal davranmamanız, güler yüzle ve güven duygusu ile öğretmenine teslim edip hemen kapıdan ayrılmanız onların ayrılma kaygısı ve ayrılma anksiyetesi dediğimiz durumları yaşamamalarını ya da bu duyguları ile baş edebilmelerini kolaylaştıracaktır. Dakikalarca ayrılma seremonisi yapan bir baba ya da şiddetle ağlayan bir çocuğu kucaklayıp bırakmayan bir anne, çocuğun ayrılma sürecine olumsuz destek olmuş olur. Babanın verdiği mesaj; “okula gitmek önemli bir ayrılıktır” olurken anne ise “ağlama tepkisine ödül” vermiş olur.
TÜM BUNLARA RAĞMEN ÇOCUĞUNUZ İLK GÜNLER,
*Yataktan çıkmak istemeyebilir, bahaneler bulur, hasta olduğunu söyleyebilir.
*Okula kadar sizinle gelir ama elinizi bırakmaz, geri dönmek isteyebilir.
*Küçük bir ağlama krizi yaşayabilir, size sarılıp ayrılmak istemeyebilir.
*Biraz oyuncaklarla oynayıp, hemen geri dönebilir.
*Göz mesafesi sınırları içinde olmanızı isteyebilir.
*Kaygı ya da korku nedeniyle altına kaçırabilir.
*Bir köşeye çekilip dakikalarca uzaktan diğer çocukları seyredebilir.
*Belki de arkasına bile bakmadan diğer çocukların arasına karışabilir.
Bu durumlara hazırlıklı olunmalı geri adım atılmamalı güçlü olunmalıdır. Bu tip durumlar gayet sık gördüğümüz normal bir durumdur.
Yeni başlayan öğrencilerimiz sınıf öğretmenleri ve psikologlarımız ile yaptığımız oryantasyonlar sonucu uyum süreçlerini neredeyse tamamlamış olsa da yada eski öğrencilerimiz okula daha önce mutlu bir şekilde gelmiş olsalar da uzun bir tatil sonrası dönüş yapıyorlar. Unutulmamalıdır ki, siz velilerimizin ayrılma sırasında güçlü olmanız ve çocuklarınıza destek olmanız önemlidir.
Böyle durumlarda çocukların okula gelmek istememelerinin altında yatan sebep okula uyum sorunundan daha çok sosyal ya da duygusal yoksunluklar ya da kırgınlıklar olabiliyor. Bu kırgınlıklar okuldan kaynaklı olabileceği gibi çoğu zaman evlerinde ebeveynleri ile yaşadıkları bir kırgınlık ya da yoksunluk durumundan kaynaklanabiliyor.
ÇOCUĞUMUZ OKULA BAŞLIYOR…
Öğretmenlerin dikkatini çeken önemli bir nokta, okula alışma ya da okul korkusu çeken çocukların bir çoğu uyumlu, ailesine bağımlı ve başarma kaygısı olan çocuklardır. Her taşın altına elini sokan, sürekli bir şeyler araştıran, yerinde duramayan çocuklar daha az yeni ortamlara alışma kaygısı yaşarlar.
Colin Wilson
“Çocuğun okula gitmek istememesinde yaşanılan sorun çoğu zaman gidilen yerle ilgili değil, bırakılan kişi ile ilgilidir. Kimden ayrılma korkusu ? Cevap: ANNE-BABADAN!”
Böyle bir durum üç günden fazla sürüyorsa yüz yüze görüşmek faydalı olacaktır.
ÖZEL KAPLUMBAĞA ANAOKULU OLARAK BİZLERİN ,çocuklarımızın okula başladığı ilk günler boyunca önceliğimiz çocukların okulumuza, öğretmenlerine sonra arkadaşları ve sınıflarına güvenli bağlanmaları ve tüm okula kendilerini ait hissetmeleri olacaktır. İlk haftalarda yoğun olarak alanlarında deneyimli öğretmen ve psikologlarımızla birlikte kısa süre içinde çocuklarımıza güven vererek onların okula, sınıf ve arkadaşlarına aidiyetlerini güçlendirecek oryantasyon çalışmaları yapmaktayız. Bu sebeple öncelikle yeni öğrencilerimizi tanımaya çalışırken, eski öğrencilerimizin okula karşı olumlu tutumları ve güven duygularından faydalanarak sınıf ve okul kurallarımızı hatırlatacağız. Hangi durumlarda nasıl davranmaları gerek? Kendileri ve arkadaşları için tehlikeli durumlar neler olabilir? Okul ve sınıf içinde nasıl hareket etmeliyiz? Arkadaşlarımız kimler onların özellikleri neler? İstediklerimizi ve istemediklerimizi kimlere nasıl ifade edebiliriz? Okul içindeki sorumluluklarımız neler? Gibi sorularının cevaplarını fark etmelerini sağlarken; sıra olmanın, paylaşmanın, işbirliği yapmanın önemi, faydası ve eğlenceli taraflarının sıklıkla üzerinde duracağız. Bu sebeple bol bol dramalar yapıp şarkılar söyleyip, grup oyunları oynayacağız. Bu şekilde hem çocukların kaygıları endişeleri azaltacağız hem de birbirlerinin isimlerini daha hızlı ve kolay bir şekilde öğrenip iletişimin ilk ayağı olan tanışmayı gerçekleştireceğiz.
Grup çalışmalarına katılan öğrencilerimiz kısa süre içerisinde biz olma duygusunu öğrenirler. Birbirlerinin yemek yemeleriniz izleyerek artan lokma sayıları giderek uzayan zevkli bir yemek sohbetlerine dönüşmektedir. Uyku zamanı için yapılan hazırlık sırasında temizlik ve giyinme becerileri gelişmektedir. Kalem kullanma, boyama, kesme ve yapıştırma çalışmaları parmak kaslarını güçlendiren ince motor çalışmalarıdır. Koşma, kovalama, zıplama, tırmanma oyunları kaba motor becerilerinin gelişimine yardımcı aktivitelerdir. Arkadaşları ile birlikte oynadıkları oyunlar, yapılan kuleler, söylenilen şarkılar, anlatılan hikayeler hem dil gelişimini güçlendirir hem de sosyal dugusal gelişimlerini geliştirir. Bu sürecin sonunda ilk günlerde etrafındaki nesneleri ve çocukları yabancı gözlerle gözlemleyen çocuklarımız, bir süre sonra okula gelmeyen arkadaşlarını merak etmeye, aramaya başlarlar. Okulun kapısından içeriye ilk günler kocaman gözler ile bakan çocuklarımız, bir süre sonra anne-babasının elini bırakıp koşarak arkadaşının elini tutar. Artık anne-baba gerilerde kalmıştır, minik KAPLUMBAĞALARIMIZ yavaş ama emin adımlarla kendilerine uygun hedeflere doğru yürümeye başlamışlardır.
Okulumuzda eylül ayı boyunca uyum süreci eğitim ve tanıma çalışmalarına devam edeceğiz. Branş derslerimiz ekim ayından itibaren başlayacaktır. Sadece İngilizce derslerimiz başlamış olup eylül ayı boyunca devam edecektir. Branş derslerimizin gün ve saatleri sizlere eylül ayı sonunda gönderilecektir. Özellikle pazartesi spor ve jimnastik günümüzde çocuklarımızı okulumuzun eşofmanları ile göndermeniz onların aidiyet duygularını güçlendirecektir.
Ayrıca sizlerden önemli ricamız; çocuklarınıza ait tüm çanta, ayakkabı, yedek giysi vb eşyalarına isim etiketi yapmanız yada isim yazmanız olacaktır. Özellikle çanta, ayakkabı ve eşofmanları aynı tip olduğundan onların ayırt edilmesinde öğretmenlerimize destek olmuş olacaksınız. Ayrıca sevgili velilerimiz okulumuzda öğle uykusu uyuyacak minik öğrencilerimiz için yatak takımları, pijamaları ve varsa uyku materyallerini getirmeyi ve ilgili sınıf öğretmenine yada Sevda hanıma etiketli bir şekilde teslim etmeyi unutmayalım. (Okulumuzda ilk defa uyuyacak öğrencilerimize uyku oryantasyonu yapılacak ve durumla ilgili sizlere bilgi verilecektir.)
Anlayışınız, güveniniz ve destekleriniz için bir kez daha teşekkür ederiz.
Çocuklarınızın günlük okul içindeki durumları ve gelişimleri ile ilgili sizlerle haberleşmek ve bilgi alışverişinde bulunmak için bu yılda Magistum adında Öğrenci Takip Sistemini kullanacağız. Öğrenci takip sistemini nasıl kullanacağınız ile ilgili ayrıntılı bilgiyi dosyanızda ki bilgi zarflarında bulabilirsiniz.
Hepimize mutlu, sağlıklı ve başarılı bir eğitim-öğretim yılı dileriz.
Sevgi ve Saygılarımızla
Özel Kaplumbağa Anaokulu
Rehberlik Servisi
Siz de fikrinizi belirtin